Tahıl ürünlerinden arpanın tamamının, buğdayın samanının ve şeker pancarının yapraklarıyla küspenin hayvan besiciliğinde kullanılması, hayvancılığın gelişmesini olumlu yönde etkilemektedir . Denilebilir ki yörede temel geçim kaynağını, hayvancılık ve hayvancılığa dayalı ekme-biçme faaliyetleri oluşturmaktadır. Büyükbaş ve Küçükbaş hayvancılık Yörede, hayvancılık günümüzde olduğu gibi geçmiş dönemlerde de önemli bir uğraş olmuştur. Nitekim 1999 yılında beslenen büyükbaş, küçükbaş, yük ve çeki hayvanlarının toplamı yaklaşık 3250 başı buluyordu. Bunun 2050 başını koyun, 1100 başını sığır, 50 başını keçi, 15 başını yük ve çeki hayvanlar oluşturuyordu. Görülüyor ki yörenin hayvancılık potansiyeli bir hayli fazladır. Hayvancılığın gelişmesinde, hayvan türlerine göre ise, bazı belirgin farklı özellikler görülmektedir. Hayvan varlığında görüldüğü üzere, yörede en çok beslenen hayvan koyundur. Bunda esas rolü yörenin bitki örtüsü ( step formasyonu ) oynamaktadır. İkinci derecede önemli sayılan sığırdır. Sığır mevcudundaki son yıllarda görülen kısmi azalma, sığır yetiştirirciliğinin gerilemesinden değil, aksine yörede yavaş da olsa devam eden ırk ıslah çalışmalarından kaynaklanır. Yörede maki formasyonunun olmayışı keçi varlığının yıl geçtikçe azalmasına yol açmaktadır. Mevcut keçiler ise koyun otlatırken kolaylık sağlaması için beslenmektedir. Ulaşım araçlarının yaygınlık kazanması ve tarımda traktörün kullanılmaya başlaması gibi nedenler, yük ve çeki hayvanlarının azalmasına sebep olmuştur. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, ihtiyaçlar (peynir,yoğurt,et,yün,tereyağı) dışında ticari amaç için de yapılmaktadır. Çevre köy, kasaba ve ilçelere çokça canlı hayvan satımı yanında hayvansal ürünler yerli pazarlarda satışa sunulmaktadır. Hayvanlar, meskenlerin alt katında bulunan ya da dışarıda ayrı inşa edilen ahırlarda veya ağıllarda beslenmektedir. Yörede mera ve step (bozkır) alanlarının fazla olması sebebiyle, hayvanlar bu alanlarda yaklaşık 6-7 ay otlatılmaktadır. Kışın ise hayvanlar saman, yonca, küspe ve besi yemi, süt yemi gibi fabrika yemleriyle beslenmektedir. Hayvancılık potansiyeli yüksek olmasına rağmen, hayvancılık organizasyonu yetersizdir. Her şeyden önce meraların erken ve çok otlatılması sorunu, ırk ıslahı sorunu, hayvan hastalıkları sorunu devamlı gündemde olan sorunlardır. Gerçi Bayburt Veterinerlik Teşkilatı bu konularda önemli çalışmalar yapmaktadır. Ancak, yörenin temel iktisadi faaliyetinin hayvancılık olduğu ve dolayısıyla hayvan varlığının fazla olduğu dikkate alınırsa, yapılan çalışmaların yetersiz kaldığı açıkça görülebilecektir. Yörede, kümes hayvanı yetiştiriciliği pek önemli değildir. Genellikle geçim tipi kümes hayvanı yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yaklaşık olarak her ailenin 3-5 tavuğu vardır . Bunun yanında az da olsa kaz, ördek ve hindi beslenir. Arıcılık Bitki örtüsü özellikleri konusunda da belirtildiği üzere, yörenin bitki formasyonu steptir. Bilindiği üzere step, arıcılık faaliyetlerinin gelişmesi için çok iyi bir ortam oluşturur. Buna rağmen yörede arıcılığa gereken önem verilmemiştir. Arıcılık faaliyetlerinde doğal çevrenin etkisi yanında, beşeri çevrenin etkisi de fazladır. Nitekim yerinde yapmış olduğumuz tespite göre, Trabzon ve Rize illerinden, ilkbahar da arıcılık faaliyetlerinde bulunmak üzere kasabaya gelen aileler, sonbaharda faaliyetlerini tamamlayarak geri dönmektedirler. Görülüyor ki arıcılık faaliyetleri ilkbahar ve yaz mevsimlerinde yoğunlaşırken, kışın azalmaktadır. Yörede arıcılık yapan aile sayısı az olmasına rağmen bu faaliyet yapılırken, halkın ihtiyaçları yanında ticari amaç da güdülmektedir. Balıkçılık Yörede yapılan balıkçılık tamamen zevk için, ihtiyaçların temini içindir. Ticari olarak balıkçılık yapılmamaktadır. Oysa kasaba topraklarından geçen Çoruh Nehri ve kollarında rakım ve iklim nedeniyle balıkçılık potansiyeli oldukça yüksektir. Bu akarsular alabalık ve diğer balık türleri yönünden zengin durumdadır. Sazangillerin bir çok tür ve alt türleri yaşamaktadır. Ancak sazangillerin çoğunun ekonomik değeri yoktur. Alabalık dışında halk tarafından yenilebilen diğer balık türleri barbuslar (bıyıklı balık), tatlı su kefali ve karabalık denilen balık türleridir. Söz konusu balık türleri, 26°C ye kadar yaşayabilmelerine rağmen, en sıcak günlerde akarsularda ölçülen sıcaklık 22-24°C' dir.
|