Konursu Bayburt |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
M.Ö. 400 yıllarında, Konursu Kasabası'nın da içerisinde bulunduğu Çoruh (Harpasus) Nehri havzası üzerinde Eski Yunanlılar'ın Skythen diye adlandırdıkları İskit (Saka) Türklerince yerleşilmiş olduğu, hatta bir çok araştırmacının araştırmalarında o dönemdeki en büyük yerleşim birimlerinden birisi olan Gymnias adlı şehrin yerinin Konursu Kasabası olduğu söylenmektedir. En kötü ihtimalle bu şehir, Konursu Kasabası'nın çok yakınlarında olup, o dönemde bölgenin İskit Türklerince yaşanan bir bölge olduğu gerçeğini Eski Yunan belgelerinde kanıtlamış oluyoruz. Kasaba çevresinde bulunan eski kalıntılardan da M.Ö.ki dönemlerde buralarda bir çok medeniyetlerin var olduğu anlaşılmaktadır. Kimmer Türkleri Hazar Denizi'nin batısından, Karadenizin doğu kesiminde Çoruh Nehri havzası üzerinde yer alan Konursu- Bayburt- Kelkit üzerinden ilerleyerek Batı Anadolu'ya kadar gidip buradaki Lidya veya Frigya devletini yıkarak tarihten silinmelerine neden olmuştur. Yine Türk Akıncıları Azerbaycan üzerinden Ermenistan'ı fethedip Artvin- Yusufeli- İspir üzerinden akın yaparak 1054 yılında Konursu Kasabası ile birlikte tüm Bayburt bölgesini fethetmişlerdir. 1054'e kadar Bizanslılarda olan Konursu 1054 yılında İbrahim ÜNAL tarafından alınmıştır. Bundan anlaşılacağı üzere Konursu Kasabası ile çevresi eski yüzyıllarda birçok Türk akınına hedef olmuş olup bu akınlar nedeniyle de bir çok Türk kabilesini buralarda yerleşik duruma geçmeleri doğal bir görüntü olarak da karşımıza çıkmaktadır. Malazgirt Meydan Muharebesi'nden (1071) önce fethedilen Anadolu şehirlerinden ilki olan Bayburt'un alınmasında Konursu, Türk akınlarına Anadolu'da açılan ilk kapı olması bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır. O sıralarda Konursu'nun; Türkler'in yerleşik bulunduğu ve Çatalkaya? denilen büyük bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Çatalkaya Şehri diye ifade edilen ve iki taş tepecik halinde görülen tepelerin şehrin müdafaasında birer kule olarak kullanıldığı rivayetini çevrede yapılan kazılar neticesinde, o devre ait, tandır, çanak, çömlek, kap- kaçak ve hatta çiftçiler tarafından tarım yapılmakta olan bir çok tarlanın 3-4 m derinliğinde, kasaba halkının toprak alması sonucu ortaya çıkan mezarlar, buranın büyük bir yerleşim yeri olduğunu kanıtlamaktadır. Selçuklu dönemi ile ilgili ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte bu dönemde Müslüman Türkler tarafından yerleşilmiş olduğu kuvvetli bir ihtimaldir. Çünkü İslam akınlarının yapılığı yol üzerinde bulunması buna en büyük delildir. Osmanlı Dönemi'nde Fatih Sultan Mehmet, Bayburt ve çevresini fethettiğinde burayla birlikte Konursu Kasabası Osmanlı topraklarına dahil olmuş, bilinmeyen bir nedenle tekrar Osmanlı Devleti'nden ayrılmış ise de Yavuz Sultan Selim'in emri ile Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından tekrar 17 ekim 1517'de Bayburt kalesi fethedilince Konursu Kasabası da doğal olarak Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. Konursu, 1516'da Müslüman ve Hıristiyanların birlikte yaşadığı bir köy idi. Bu tarihte köyde 24 Hıristiyan ile 16 Müslüman, 1530'da 17 Hıristiyan, 13 Müslüman vardı. 1591'de ise köyde 22 Müslüman, 74 Hıristiyan vardı. Konursu'nun Osmanlı Döneminde büyük bir yerleşim merkezi olduğunu Osmanlı arşivlerinde görmekteyiz. Çevrede yapılan incelemelerde bu yörede Osmanlı döneminde büyük bir cami yapılmış, çevresi ise çok sayıda ilim ve irfan yurdu olan medreselerle çevrilmiştir. Osmanlı'nın son dönemlerinde eski cami yıkılarak yerine yeniden çok ilginç bir plana sahip olan Konursu Ulu Cami yapılmıştır. Ayrıca camiye medrese ile bir çeşme de ilave edilmiştir. Konusu Kasabası 1878'den 1890'a kadar Bayburt'un; en büyük ve en fazla köyün (19 köy) bağlı bulunduğu nahiyesi idi. Konursu, 1890 yılında 1974 yılına kadar Aydıntepe Nahiyesine bağlı büyük bir köy durumunda idi. Kasaba; 1974 yılına kadar 2000 nüfuslu bir yerleşim merkezi olduğu halde, ilgililerin ihmali yüzünden nüfusu belediye teşkilatı kurulmasına yeterli olduğu halde bu teşkilat kurulamamıştır. Bu ihmal ancak 1973 yılında giderilerek kasaba Mayıs 1974'te fiilen belediye teşkilatına kavuşmuş, Fatih ve Yavuz mahalleleri diye iki mahalleden oluşan bir kasabaya dönüşmüştür.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|