Tarım için ayrılan saha eskiye nazaran artmış durumdadır. Bu artışın sebebi, DSİ tarafından yapımı gerçekleştirilen ve 'MASAT SULAMA PROJESI' diye adlandırılan proje ile susuz toprakların sulanması ile birlikte tarıma kazandırılmasıdır. Proje kapsamında önümüzdeki yıllarda tarım yapılabilecek topraklar artırılacaktır. Çünkü toprakların bir kısmı tarıma elverişli olduğu halde, sulama yapılamadığı için atıl durumdadır. Ekildiğinde ise verim çok düşük olmaktadır. Bir taraftan tarım alanları artırılmaya çalışılırken, diğer taraftan bu alanlar çeşitli faktörlerle küçülmektedir. Bu faktörlerden en önemlisi, dağ eteğine toplu bir şekilde kurulmuş olan yerleşmenin yavaş yavaş tarım alanlarına kaydırılmasıdır. Bu yolla çok verimli tarım alanları yapılaşmanın kurbanı olmaktadır. Yerleşmenin tarım alanlarına kaydırılmasını bu alanların doğal güzellikleri yanında, insanların daha geniş ve müreffeh bir ortamda yaşamak istemeleri etkilemektedir. Toplam alanı 15km² (15000 dönüm) olan kasabada arazi dağılışı şu şekildedir:Toplam alanın 8625 dönümü(%58)tarım arazileri, 3600 dönümünü (%24) çayır ve meralar, 1500 dönümünü (%10) boş araziler, 750 dönümünü (%5) koruluk ve orman arazileri, 525 dönümünü(%3) ise yerleşim alanları oluşturmaktadır . Tarım arazilerinde yapılan ekim, sulu ve kuru tarıma göre değişiklik göstermektedir. Sulu arazilerde genelde şekerpancarı, patates, yonca, fasulye, lahana ile çeşitli meyve ve sebzelerin ekimi yapılırken, mercimek ekiminin tamamı kuru tarım şeklindedir. Yörede en fazla ekilen ürünlerden buğday ve arpanın ise yüksek düzeyde hem sulu hem de kuru tarımı yapılmaktadır. Buğday ekiminin sulu-kuru ayrımı yapılmadan yüksek düzeyde yapılmasının esas nedeni, yöre nüfusunun ana besin kaynağını oluşturmasıdır. Sulu ve kuru ayrımı yapılmadan ekilen ikinci ürün ise arpadır. Arpanın bu şekilde ekilmesinin sebebi ise yüksek hayvan potansiyelinin besin ihtiyacını karşılamasıdır. Alanımızda üretilen sebze, ihtiyacı karşılamaya yönelik iken meyvecilik pek önemli değildir. Ekilen tarım ürünleri arasında şekerpancarı en önemli paya sahiptir. Yıllık ekilen arazinin %33'lük (2850 dönüm) kısmında şekerpancarı üretimi yapılır. Toplam tarım alanlarının %27'sinde (2328 dönüm) buğday, %18'inde (1550 dönüm) arpa, %9'unda (776 dönüm ) yonca, %7'sinde (603 dönüm) patates, %3'ünde (258 dönüm) fasulye ve %3'ünde de (258 dönüm) çeşitli sebzeler (soğan, domates, mısır, patlıcan, salatalık ve biber ), mercimek vb. ürünlerin ekimi yapılmaktadır
Konursu Kasabası arazisinin bir kısmında son 8-10 yıla kadar tamamen kuru tarım yapılmaktaydı. Bunun en önemli sebebi, saha üzerinde sürekli akarsu bulunduğu halde bu akarsulardan yeterince faydalanılamaması idi. Fakat son yıllarda devlet tarafından Çoruh Nehri ve kolları üzerinde kurulan sulama kanalları sayesinde bir kısım arazi sulu tarım altına alınmıştır. Yine kasabanın çeşitli yerlerinde yapılan su havuzları, sızıntı sularla doldurulmakta ve sulama yapılmaktadır. Bu şekilde çok az bir arazi sulansa da geride oldukça geniş bir arazinin kuru tarım altında olması sahada büyük sulama sorununun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Kasabada sulama sorunu kısmen halledilse de, yeterince çözülmemiş bir çok sorun vardır. Tarımda makineleşme yetersizdir ve ürünün en iyi şekilde yetiştirilmesi için gerekli bütün araç ve gereçler mevcut değildir. Kasabada tarım için gerekli olan en önemli araç traktördür. Çok küçük arazilerin dışında tüm arazilerde traktör kullanılmaktadır. Traktör sayısı (50 adet) yetersiz olmasına rağmen son yıllarda traktör sayısında hızlı bir artış görülmektedir. Tarlalar traktöre takılan pulluk ile sürülür. Sürülen tarla yüzeyi külün, tırmık veya 'kaz ayağı' denilen aletlerle düzeltilir. Tohum, küçük tarlalara el ile ekilirken; büyük tarlaların ekilmesinde 'mibzer' denilen tohum ekme makinesi kullanılır. Patates ve şekerpancarı gibi yumrulu bitkiler 'bel' denilen aletle hasat edilir. Ancak son yıllarda şekerpancarı, traktörün arkasına takılan 'çatal' denilen aletle hasat edilmektedir. Yonca ve buğday, arpa gibi tahıl ürünleri 'tırpan' denilen aletle veya biçerle biçilir. Ancak son yıllarda büyük tahıl tarlalarının biçilmesi için Konya'dan biçer-döverler getirilmeye başlanmıştır. Getirilen biçer-döverler kasabamızın ve Bayburt çevresinin tahıllarını biçtikten sonra tekrar Konya'ya götürülmektedir. Patos denilen makineyle tahıllar, saplarından ayrılmaktadır ve saplar saman haline dönüştürülmektedir . Mercimek, lahana ve domates gibi ürünler el ile hasat edilmektedir. Yöremizde nadasa bırakılan topraklar azalmaktadır. Bu nedenle halk gübrelemeye önem vermektedir. Hayvan gübresinin doğal gübre olarak kullanılması yanında, özellikle amonyum sülfat ve nitrat bileşiminde ki hazır gübreler kullanılır. Böylece, zayıflayan toprak mineral bakımından zenginleştirilmeye çalışılır. Yörede ilkbahar mevsiminde bitkileri zararlılardan korumak amacıyla ilaçlama yoluna gidilmektedir. Ayrıca toprağın boş kalmadan kendini güçlendirebilmesi için münavebeli (nöbetleşe) ekim yapılmaktadır. Tahıllar yılda iki kez sulanırken şekerpancarı 4-5 kez sulanmaktadır.
|